Kedilerde Çiğ Beslenmede Zararlı Bakteriler | suzionline
Kedilerde Çiğ Beslenmede Zararlı Bakteriler

Kedilerde Çiğ Beslenmede Zararlı Bakteriler

Selam ♥ Kedilerde çiğ beslenme yazı serisinin ikincisi ile karşınızdayım. Kedilerde çiğ beslenme güvenli mi değil mi, bunu tartışacağız. Yazıyı hazırlarken özellikle, doktorların paylaştığı verileri, makaleleri, bilimsel test sonuçlarını ve yasal prosedürleri inceledim ve buraya referaslarıyla ekledim çünkü söz konusu çiğ beslenme ve hepimizin içinde tereddütler var. En ince ayrıntısına kadar bakalım ki aklımızda şüphe kalmasın. Bu yazıda salmonella, e.coli, listeri ve toksoplazma gondii gibi bakteri ve parazitleri, ayrıca bunların yarattıkları riskleri ayrıntılı olarak göreceğiz ve Türkiye’deki etlerin güvenilirliğini sorgulayacağız.  Daha önceki yazımda da hazır mama gıda sektörünü incelemiştik, okumadıysanız öncelikle onu okumanızı öneririm çünkü beni bütün bunları araştırmaya iten hazır mama sektörünün kötülüğü oldu. Dilerseniz buradan okuyabilirsiniz. Şimdi çiğ etteki bakteri ve parazit risklerine bakalım;

Her Çiğ Ette Zararlı Bakteri Ve Parazitler Var Mı?

Öncelikle, gördüğüm kadarıyla burada bir yanlış anlaşılma var. Bir çok insan zannediyor ki satılan etlerin çoğunda salmonella, e.coli, listeri, toksoplazma gondii gibi zararlı patojenler var ya da olma ihtimali yüksek, biz etleri pişirdiğimiz için onları öldürüyoruz ve zarar görmüyoruz… Oysa ki durum böyle değil. İnsan tüketimi için güvenli yerlerde satılan etlerde zaten zararlı bakteri ve parazitler yok. Bir et satışa çıkmadan önce geçtiği bir dizi kontrol var. Nedir bunlar?

Kesim ve Deri Yüzme ile İlgili Hususlar’dan bir kaç madde;

a) Kasaplık hayvanların mezbahaya menşe şahadetnamesi veya veteriner sağlık raporu ile getirilmesi mecburidir.

g) Muayenesi tamamlanmayan karkas ve sakatat muayene alanından çıkarılamaz, parçalanamaz veya başka işlemlere tabi tutulamaz ve muayenesi tamamlananlarla temas ettirilmez

ı) Kesim sonrası muayene tamamlanmadan önce başka hayvanların kanının veya sakatatının aynı yerde toplanması halinde söz konusu karkas veya iç organların birinin insan tüketimi için uygun bulunmaması durumunda kan ve sakatatın tamamı imha edilir.

Dilerseniz tamamını da yukarıdaki linkten okuyabilirsiniz. Mezbahanelerde kesilen etler bu şartlarda ve koşullarda kesildikten sonra satış yerlerine de yine veteriner hekimlerce onaylanmış dezenfektasyon belgeli araçlarla sevk ediliyor. Et satın almayı düşündüğünüz kasaptan, marketten rica ederseniz size belgelerini gösterecektirler.

Ayrıca, bilindik bir çok et üreticisinin setifikaları zaten online olarak halka açık. Örneğin Beypiliç ürünleri ISO 22000 Sertifikasına sahip. Bu sertifika güvenik açısından oldukça yüksek değerde. Hem HACCP (iso 13000) hem de Iso 9000’i kapsıyor. TSE tarafından verilen bir sertifika ve kısaca gıdanızın insan sağlığına uygun olduğunu tescilleyen yüksek standartta bir sertifika.

Yani, güvenilir bir kasaptan ya da marketten et satın aldığınızda eve koşa koşa Salmonella, E.coli, Toksoplazma gondii, Listeri getirmiş olmuyorsunuz. Bu etlerde zaten bu patojenler yok.

 ”Eee burası Türkiye, kurallara uymazlarsa?” diyorsanız; Evcil hayvan mamalarında kullanılan etler için bu şekilde kurallar, kanunlar bile yok. Et dedikleri şeyin nereden, nasıl geldiği meçhul. Siz bu zincire, sertfikalara güvenemiyorsanız nasıl kedi maması alabiliyorsunuz? Hayvan yemi üreticileri bu sertifikaları almak için başvuruda dahi bulunamıyor. Sertifika tamam okey ama bu etler hormonlu diyorsanız yine satın aldığınız kedi mamasının içindeki tavuğun üç başlı olmadığına tam olarak nasıl inandınız? O mamaların içerisinde eğer doğru düzgün bir et varsa ki bu da meçhul emin olun o et de hormonlu. Allah aşkına kim kedi mamasının içine koymak için organik tavuk yetiştirir? Mama firmaları et kaynaklarının ne olduğunu yasal olarak açıklamak zorunda bile değil. Şayet aldığınız mamanın içinde yenilebilir bir et varsa en iyi ihtimalle hormonlu.

Selam! Bizler gezen tavuklar, sadece sizin kediniz için gezen şfdlişsdlfi

Hayvan beslenmesinde gıda güvenliği insan gıdaları kadar kapsamlı değil keza FDA kurallarına göre belirli miktarlarda zehirli maddeler içermeleri bile yasal. ( FDA, Hayvan Beslenmesi Politikası) Yani, yine demek istediğim eğer insan tüketimi için satılan etlerin güvenliğinden şüphe ediyorsanız zaten kedi, köpek maması satın alamıyor olmanız lazım. Onların güvenliği kat be kat meçhul. Örneğin, son yıllarda bir çok insan, kuru kedi/köpek mamasına dokunmak ya da yanlışlıkla tüketmek sonucunda salmonellaya yakalanıp, tedavi görmüş. ( Dr. Karen Becker, healthypets.mercola.com ) Bakteri ve parazit ihtimali hazır mama kullanınca yok sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Sanırım güvenli yerden et satın alırsak zararlı bakteri, parazit içeren et alma ihtimalimizin çok düşük olduğuna kanat getirdik. En azından aldığımız kuru mamada olma ihtimalinden fazla değil.

Eti Pişirsek Yine De Daha Sağlıklı Olmaz Mı?

İnsanlar için evet çünkü insanlar ortalama 400.000- 1.8 milyon yıldır pişmiş gıda ile besleniyor ve vücutları, sindirim sistemleri buna adapte olmuş şekilde. Ancak  kedi ve köpekler için durum bu şekilde değil. Bizler yıllardır onların beslenme şekillerine müdahale etsek de, kendi seçimlerimize göre çiftleştirsek de değişen sadece fenotipleri, genotipleri hala vahşi ataları gibi. ( Dr. Karen Becker, Pet Fooled belgeseli) Çok güvendiğimiz hazır mama sektörü bile sadece 100 yıldır var ve et pişirilirken gerekli besin değerlerinin bir çoğunu kaybediyor. Burayı ayrıntılı olarak bir başka yazımda anlatacağım çünkü pişmiş de olsa evde kedinize özel olarak yapılmış mamanın hazır mamadan çok daha sağlıklı olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla evde pişmiş olarak mama yapacaksınız hangi vitamin eklemelerine dikkat etmek lazım onlara değineceğim. Biliyorsunuz ben bugüne kadar hep içeriğine görece güvendiğim bir kuru mama ve pişmiş etten oluşan ev yapımı yaş mamalar yaptım ancak kuru mamayı kesmediğim için pişirerek yaptığım yaş mamalara herhangi bir vitamin eklemesi yapmamıştım. Dolayısıyla sadece pişmiş et ile ev beslenmesi yapmayı düşünüyorsanız daha bilgi dolu bir yazı buraya eklenecek. (Eklendi; buyurunno!)

Şimdi, niye pişirmediğimizi anladık diye düşünüyorum ve çiğ beslenmeye dönüyorum. Güvenilir kaynaktan et aldıktan sonra evde bazı kuralları uygulayarak bakteri ve parazit risklerini daha da düşürme şansımız var. Size onlardan bahsetmek istiyorum.

Pişiremiyorsak Dondurabiliriz!

Dondurarak zararlı bakteri ve parazitlerden kurtulabiliriz. Buraya çok bilimselli geliyorum şimdi;

Salmonella ve E.Coli Dondurularak Ölür Mü?

Bu konuda yapılmış bir kaç bilimsel deneyi sizinle paylaşmak istiyorum. Pasifik istiridiyelerine Salmonella ve E.coli bakterileri enjekte edilmiş ve dondurulmaya göre bu bakterilerin verdiği tepkiler incelenmiş. Ben minik bir özetini aşağıya yazacağım ama siz tamamını okumak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

  • Salmonella’nın 0 °C’de ve -34 °C’de dondurulmuş iki örneğinden de dondurulmaya karşı aşırı hassas olduğu anlaşılmış. 48 saatlik bir dondurmanın ardından iki numunede de %1’den daha az Salmonellanın  hayatta kalabildiği gözlenmiş
  • E.Coli’nin ise Salmonella’ya nazaran soğuğa karşı daha dayanaklı olduğu gözlenmiş. Bir hafta sonunda hayatta kalma oranları %10 ve %30 arasında çıkmış.

Listeri Dondurularak Ölür Mü?

Bir başka deney ise Salmonella ve Listeri bakterileri üzerine yapılmış. Ton balığına bu bakteriler enjekte edilmiş ve soğuğa karşı tepkileri ölçülmüş.

  • -18 °C’de 42 günlük dondurma süresinin ardından Salmonellanın 103 log CFU/gr’dan 10 CFU/gr’ın altına yani tespit edilemez seviyeye düştüğü gözlenmiş.
  • -18 °C’de 84 günlük bir dondurma süresinin ardından ise Listeri bakterisi de tepsit edilemez seviyeye düşmüş.

Deneyin tamamını yine buradan kendiniz okuyabilirsiniz.

Toksoplazma Gondii Dondurularak Ölür Mü?

Son olarak bir de Toksoplazma Gondii üzerine yapılan bir deneyi inceleyelim. Bu deneyde de domuz etine toksoplazma gondii paraziti enjekte edilmiş ve soğuğa karşı tepkisi ölçülmüş. Ben deney sonucu tablosunu buraya ekliyorum. Siz deneyin tamamını buradan okuyabilirsiniz.

Yukarıdaki tabloyu biraz açıklayayım. Sol tarafta süre yazıyor. Üst tarafta ise sıcaklık. Örneğin, -1 °C’de ilk 64 dakikada 15 örneğin 15’inde de toksoplazma gondii tespit ediliyor ancak -1 °C’de 33 gün ve üzeri geçen sürede 30 örneğin hiçbirisinde toksoplazma gondii tespit edilemiyor.

Yukarıda gördüğümüz üç deney sonucunda ben anlıyorum ki yeterli sürede, yeterli sıcaklıkta etleri  dondurarak etlerdeki bakterilerin ve parazitlerinin çoğunun tamamını, bir kısmının ise neredeyse tamamını öldürebiliriz.

Kedilerde çiğ beslenme ile ilgili ilerleyen yazılarda hangi etleri, ne kadar dondurmalı diye açıkça yazacağım ancak bir doktorun yazısından minik bir alıntı daha yapmak istiyorum; -20 °C’de bir dondurucuda bakteri enzimleri işlevini yerine getiremez çünkü hücre içindeki su donmuş olur, bu yüzden büyüyemezler, çoğalamazlar. Bu sıcaklıkta olan dondurucunuza bir çiğ et koyduğunuzda bakteri sayısını %90 oranında azaltabilirsiniz. (Dr. Lorraine Cramer, www.microblogology.com)

Kedilerde Çiğ Beslenme Güvenli Mi?

Sonuç

  • Her çiğ ette bakteri ve parazitlerin olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Doğru yerden et alarak ve uygun şekilde kullanarak bu riskin önüne geçebilirsiniz. Sırf böyle bir ihtimal var diye direkt olarak çiğ beslenmeden vazgeçmek bana makul gelmiyor. Sonuçta bu ihtimal yüzünden neredeyse hiçbir insan et yemekten vazgeçmiyor. Güvenli yerden satın alıyor ve pişirerek servis ediyor. Kediler ve köpekler için pişirmek yerine uygun koşullarda dondurmanın ne kadar koruyucu olduğunu yukarıda gördük.
  • Hazır mamalar bakteri ve parazitleri içermiyor ve güvenli diye düşünüyorsanız yine yanılıyorsunuz. Hazır mamadan salmonella kapanlar olduğunu da gördük.

Kediler ve Köpekler Doğal Olarak Bu Bakteri ve Parazitlere Karşı Donanımlı!

  • Kedi ve köpekler doğaları gereği ateş yakıp et pişirebilecek hayvanlar olarak dünyaya gelmedikleri için daha farklı bir korunma mekanizmaları var, bizzat mideleri. Mide asitleri 1 ph kadar düşük ve bu zararlı patojenleri nötralize etmek için böyle.

Yani bu bakteri ve parazitleri elemine etmek üç aşamalı bir yol

1- İnsan tüketimi için satılan denetimli bir et al.

2- Eti gerekli sürede ve gerekli şekilde dondur. Uygun bir şekilde servis et.

3- Hala geriye zararlı patojenler kalabildiyese köpeğinizin/kedinizin 1 ph seviyesindeki mide asiti bunun üstesinden gelecektir.

  • Bakteri ve  parazitlerin de canlı olduklarını unutmayın! Hayatta kalmak ve çoğalmak için uygun koşullara ihtiyaç duyarlar. Biz de onlara bu ortamı vermeyeceğiz ve zaten kedimizin midesinde de böyle bir ortam yok.
  • Açıkçası, bu bakteri ve parazitlerin insanlara korku unsuru olarak kullanıldığını düşünüyorum. Aslında yatağımızın altında öcüler yatmıyor. Sadece biz bu öcüler aracılığıyla korkutuluyoruz ki milyar dolarların döndüğü evcil hayvan mama sektörü sapasağlam dursun.

Yani, bakteri ve parazit olma olasılığı bir risk ancak önüne geçilebilir bir risk ve alternatifi olan hazır mama kullanımı da hem bu riski hem de daha farklı bir çok riski barındırıyor. Hazır mamalar gerçekten zannettiğiniz kadar sağlıklı mı acaba? Eğer böyle düşünüyorsanız lütfen buraya bir göz atın.

Bu arada veteriner hekim onaylı çiğ beslenme tariflerini buradan, benim evde nasıl çiğ kedi maması hazırladığımı ise buradan okuyabilirsiniz.

Son Not: Ben bir doktor değilim, ben bir veteriner hekim değilim. Ben sadece kedisini seven bu konuda araştırmalar yapan bir insanım. Burada da sadece kedisi olan arkadaşlarımla öğrendiğim bilgileri paylaşıyorum. Bir dostuma anlatır gibi yazıyorum. Sizlere de bu konularda sadece beni değil bir çok farklı kaynağı okumanızı öneriyorum. Ayrıca veteriner hekiminize de danışın. Unutmayın, çiğ beslenmeyi de destekleyen birçok veteriner hekim var. En son ” Neden veterinerler çiğ beslenmeyi önermiyor?” yazımın sonunda çiğ beslenmeyi destekleyen bazı Türk Veteriner Hekimlerimizden bahsetmiştim. Dilerseniz buradan okuyabilirsiniz.

Şimdilik kedi ile kalın,

İnsanı, yatağının altındaki öcülerle korkutulmamış

Sağlıklı beslenen

Donguç gibi kediyle <3

Son not diyerek kandırdım. Asıl son not: Ben kedilere olan ilgim sayesinde ikinci bir üniversite okumaya başladım ve Veteriner Teknikerliği birinci sınıf öğrencisiyim. Önümüzdeki ay da vizelerim var! Dolayısıyla bu mumik sürede derslerime çalışmak için birazcık ara vereceğim. Vizelerden sonra kedilerde çiğ beslenme hakkında konuşmaya devam ederiz.

Benim yerime kedinizi öpün,

Öptürmeyenleri ısırın.

Isırıktan sonra dayak yiyenlerden ben sorumlu değilim.

Bye.

 

112

20 Responses

  1. Kubilay Çetin
    11 Kasım 2018
    • suzionline
      12 Kasım 2018
  2. Eli Gold
    5 Mart 2019
    • suzionline
      5 Mart 2019
  3. Yağmur
    30 Haziran 2019
    • suzionline
      1 Temmuz 2019
  4. Skr
    16 Ekim 2019
    • suzionline
      18 Ekim 2019
  5. Skr
    7 Aralık 2019
    • suzionline
      9 Aralık 2019
  6. bora
    12 Mayıs 2020
  7. Filiz
    25 Şubat 2021
    • suzionline
      25 Şubat 2021
  8. Yusuf
    2 Mayıs 2021
  9. Yusuf
    2 Mayıs 2021
    • suzionline
      3 Mayıs 2021
  10. Yusuf
    6 Mayıs 2021
  11. Yusuf
    6 Mayıs 2021
  12. Yusuf
    10 Mayıs 2021
  13. Yusuf
    28 Temmuz 2021

Yorumunuzu Yazabilirsiniz